Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama Kriterleri

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama Kriterleri

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplama Kriterleri

Trafik kazası neticesinde ölümün meydana gelmesi durumunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md.53’de belirtilen destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin desteğinden mahrum kalan kişiler tarafından talep edilebilecektir. Destekten yoksun kalacak kişi ile ölen arasında fiili veya farazi desteğin varlığı gerekir. Ancak desteğin maddi olması şart değildir. Nitekim yerleşik Yargıtay kararlarında desteğin; maddi olması gerekmediği yardım, hizmet şeklinde de olabileceği belirtilmiştir.

Ancak destekten yoksun kalma tazminatı ise fiili ya da farazi desteğin parasal karşılığı olarak belirlenmektedir. Nitekim destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olup destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması amaçlanmaktadır. (Y.17.HD., 2013/5694 E., 2014/6566 K., 29.04.2014) Dolayısıyla da hükmedilecek tazminat, parasal bir değer olarak karşımıza çıkmakta ve maddi tazminat olarak değerlendirilmektedir.

DESTEK PAYI

Destekten yoksun kalma tazminatında, kişinin ölmeden önce destek olduğu kişi veya kişilere yapmış olduğu destek payı hesaplanmaktadır. Destek payı ise, destek (olan kişi) yaşıyor olsa idi kazancının destek olduğu kişiler arasındaki orantısal değeridir. (Cebe, Destekten Yoksunluk ve İş Göremezlik Tazminatı ile Aktüeryal Hesap Esasları, 2019) Ancak destek payı ile miras payı aynı oranda değildir. Keza destekten yoksun kalan kişinin mirası reddetmesi halinde de destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmaktadır. (Y.4.HD., 2018/2928 E., 2019/2868 K., 15.05.2019) Dolayısı ile mirasçılık durumu, destekten yoksun kalma tazminatı ile ilişkili değildir. Ayrıca tazminat bedeli ile tereke arasında da bir ilişki bulunmaması nedeni ile tazminat talebinde bulunan davacının aynı zamanda terekeden pay alması halinde tazminat bedelinde herhangi bir indirim yapılmayacaktır.

Nitekim destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, murisin mal varlığı üzerinden bir hesaplama yapılmamaktadır. Gelecekte yapacağı destek hesaplanarak bunun üzerinden destek olduğu kişilere payları oranında tazminat bedeline hükmedilmektedir. Bu kapsamda destek olanın gelirinin tamamını, destekten yoksun kalana vermesi hayatın olağan akışına aykırı olması nedeni ile, destek olan kişinin kazancının bir bütün olarak düşünülmesi halinde 2 pay destek olana aittir. Anne-baba ve çocukların 1’er pay hakları var iken sağ kalan eş ölen eş ile aynı pay hakkında sahip olacaktır.

BAKİYE ÖMÜR |MORTALİTE TABLOSU

Destek payları dışında tazminat bedelinin de hesaplanması ve paylar oranında paylaşımının yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda destekten yoksun kalma tazminatının hesaplamasında, desteğin bakiye ömrü dikkate alınmaktadır. Ancak desteğin, destek alandan yaşça küçük olması halinde destek alanın bakiye ömrü dikkate alınarak hesaplama yapılacaktır. Eşler bakımından ise, sağ kalan eşin evlenmesi halinde ölen eşin desteği sona ereceğinden evlenme tarihine kadar olan süre hesaba katılacaktır. (Y.17.HD., 2019/1763 E., 2019/12384 K., 24.12.2019) Desteğin ölümünden sonra eşin evlenmesi veya destek olunanlardan birinin vefat etmesi halinde payları diğer destek olana aktarılacaktır. Ayrıca bekar desteğin, anne-babasına evlendikten sonra desteği azalacağından bu husus dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir.

Yaşam süresinin belirlenmesi konusunda uzun süre PMF-1931 tablosu esas alınmasına karşın son zamanlarda TRH2010 Ulusal Mortalite Tablosunun uygulanması konusunda farklı içtihatlar ortaya çıkmaktadır. Nitekim Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2018/116 E., 2019/8180 K. sayılı ve 06.11.2019 tarihli kararında aynen “Uygulamada, sigortalının veya hak sahibinin bakiye ömürleri 1931 tarihli “PMF (Population Masculine et Feminine)” Fransız yaşam tablosundan yararlanılmakta ise de; Başkanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012/32 Sayılı Genelgesiyle de ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda, Ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosu bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınmalıdır.” ifadesine yer vererek TRH2010 yaşam tablosunun uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bu kapsamda yaşam süresi hesaplaması yapılırken kaza tarihi esasa alınmaktadır. (Çelik, Trafik Kazalarında Tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, 2017)

AKTİF | PASİF YAŞAM ÖMRÜ

Çalışan ve maddi destekte bulunan kişinin, hayatının sonuna kadar eşine, annesine, babasına, çocuğuna vs. aynı maddi ölçüde destek olması beklenemez. Nitekim, kişinin çalışmaya devam edip veya çalışmaya başlayıp 60 yaşına kadar olan süre aktif dönem, emekli olup çalışmayı bıraktığı zamandan bakiye ömre kadar geçen süre ise pasif dönem olarak kabul edilecektir. Yargıtay kararlarında pasif döneme 60 yaşından sonra geçildiği kabul edilmektedir. Keza bu husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/4770 E., 2019/11496 K. sayılı ve 04.12.2019 tarihli kararında “çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Dairemiz'in yerleşmiş içtihatlarındandır.” şeklinde belirtilmiştir.

Destekten yoksun kalma tazminatında, ölen kişinin kaza tarihindeki esas kazancının ispat edilmesi gerekmektedir. Keza destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken aktif dönme için desteğin ispat edilen kazancının üzerinden, pasif dönem içinse asgari ücret üzerinden bir hesaplama yapılacaktır. Ancak desteğin, kaza tarihindeki gerçek kazancının ispat edilememesi halinde yine asgari ücret tutarı aktif dönem için de hesaplamada esasa alınacaktır. Diğer yandan, kaza tarihinde çalışmayan özellikle çocuğun daha sonraki dönemde asgari ücretten daha fazla kazanç elde edeceği yönünde bir iddia var ise, bu iddianın da ispatlanması gerekmektedir. Aksi çocuk için de aktif dönem için asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır.

Hizmet veya yardım ile destek olunması halinde ise; desteğin birebir maddi karşılığını matbu hale getirmek mümkün değildir. Nitekim çalışmayan eşin sağladığı destek ile anne-babanın sağladığı destek aynı maddi karşılığa denk gelmeyecektir. Kaldı ki, çalışmayan eşin yaşlılık durumu ve diğer eşin emekli olması halinde bir yaşam boyu yine aynı oranda bir desteğin olduğunu varsaymak hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu sebeple her somut olaya göre hizmet veya yardım şeklinde gerçekleştirilen desteğin değeri ayrıca belirlenecektir.

TAZMİNATTAN YAPILACAK İNDİRİMLER

Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, desteğin bakiye ömrü, desteğin aktif-pasif yaşam dönemi, desteğin kazancı ile destekten yoksun kalanlarının paylarının yanı sıra tazminattan yapılacak indirim nedenleri de hesaplamalarda dikkate alınmalıdır.

Nitekim trafik kazalarından kaynaklı meydana gelen ölümlerde kazaya neden olan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı da destekten yoksun kalma tazminatı ve sair tazminat alacaklarından sorumlu olup bu kapsamda dava açılmadan önce 2918 sayılı KTK md.97 uyarınca sigorta firmasına başvuruda bulunması zorunludur. Başvuru neticesinde sigorta firması tarafından hak sahiplerine ödenen tutarın, mahkemece hesaplanan tutardan mahsup edilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/11622 E., 2014/14334 K. sayılı ve 27.10.2014 tarihli kararında, sigorta firması tarafından ödenen miktarın hesaplama gününe kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödenecek tutardan mahsup edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Ayrıca, “kimse kusuruna dayanarak hak iddia edemez.” ilkesi gereğince destek olan kişinin, trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunması halinde hükmedilecek olan destekten yoksun kalma tazminatından da kusuru oranında indirim yapılacaktır. (Y.17.HD., 2019/194 E., 2019/12312 K., 23.12.2019)

Ölen kişi ile haksız fiil eyleminde bulunan ve destekten yoksun kalma tazminatı ödeme borcu içinde olan kişi arasında hatır taşıması söz konusu ise, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılacaktır. (Y.4.HD., 2018/1731 E., 2019/5643 K., 28.11.2019)

Bir diğer indirim nedeni ise, yetiştirme gideridir. Yetiştirme gideri, çocuğun reşit olana kadar veya eğitimi sona erene kadar ebeveynleri tarafından yapılan masraflardır. Bu kapsamda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/2229 E., 2019/12253 K. sayılı ve 19.12.2019 tarihli kararında; yetiştirme giderinin %5 olduğu belirtilmiştir.

Tüm bunlara karşın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’n 55.maddesinde destekten yoksun kalma tazminatından hakkaniyete göre indirim yapılamayacağı açıkça belirtilmiştir.

Yine aşağıda belirtilen başlıklar nedeni ile de destekten yoksun kalma tazminatından indirime gidilemeyecektir;

  1. Miras ve miras payları
  2. Şirket ortaklık ve kar payları
  3. SGK tarafından bağlanan aylıklar ve gelirler
  4. Yaşam ve ferdi kaza sigortalarından alınan paralar
  5. Zorunlu Koltuk Sigortası kapsamında mirasçılara ödenen tazminat. (Çelik, Trafik Kazalarında Tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, 2017)

Son olarak belirtmemiz gerekir ki; destekten yoksun kalma tazminatının konusu desteğin ölümü halinde, yoksun kalınan tarafından uğranmış olunan zararların giderilmesi olduğundan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’n 82.maddesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminat bedelinin haczedilemeyeceği açıkça belirtilmiştir.